
1969 yılında, Çorum İl Özel İdaresi’ne bağlı Alpagut Linyit İşletmesi’nde yaşanan TC tarihinin ilk “işçi öz yönetimi” deneyimiyle Haşmet Zeybek’in ‘Alpagut Olayı’ isimli tiyatro metni sayesinde tanıştım. Türkiye işçi sınıfı tarihinin bu müstesna pratiğiyle bir tiyatro metni üzerinden tanışmış olmak üzüntüyle paydaş bir mutluluk hissettirdi. Bir sosyalist olarak yakın tarihimize bu kadar uzak olmak beni üzdü. Bir tiyatrocu olaraksa toplumsal olanla bu kadar hemhal olmamız beni gururlandırdı.
1969 yılında Dostlar Tiyatrosu’na katılan Haşmet Zeybek tiyatronun İşçi Kolu’nda görev alır. Ülkemizde yaşanan bu ilk “öz yönetim” denemesini yerinde görmek ve eylemin kahramanları ile konuşmak üzere Alpagut’a giden Zeybek yaşananları oyunlaştırır. Mehmet Akan’ın (‘Bizimkiler’ dizisinin Sabri’si.) yönetmenliğinde, İşçi Kolu’nun kollektif katkısıyla yeniden şekillenen oyun, ilk kez 24 Ekim 1971’de, sonrasında 74-75 sezonunda 227 kez sahnelenir.
Daha sonra yurtdışı turneleri de yapan oyun Türkiye işçi sınıfı tarihinin bu özel pratiğini tarihe sanat kulvarından kazınmasını sağlar. 10 Ekim 2013 yılında kaybettiğimiz Haşmet Zeybek ustamızın anısına saygıyla…
Tarihe “Alpagut Olayı” olarak geçen bu işçi eylemi, 13 Haziran 1969’da, 73 gündür ücretlerini alamayan işçilerin madene el koymasıyla başlamış, işgal 16 Temmuz 1969’da jandarmanın müdahalesi ile son bulmuştur. Bağımsız Çorum ve Havalisi Maden İşçileri Sendikası’na üye 786 maden işçisi, grev yolunu tercih etmeyip, kendi ifadeleriyle “fiili durum” yaratmış ve işletme yönetimini ele almışlardır. Oluşturdukları “İşçi Genel Kurulu” ve onun seçtiği “İşçi Konseyi”, “işçi demokrasisi” adına önemli adımlardır. Genel kurulun seçilen “işçi konseyi”ni gerekli gördüğü durumlarda geri çağırma hakkı vardır.
İşçi iktidarının ilk eylemi çok yüksek maaşlar alan üst düzey yöneticilerin işlerine son vermek olmuştur. İddiaya göre bu yöneticilerin bir bölümü hiçbir iş yapmadan maaş almaktadır. Alt düzeydeki memurları kendi yönetimlerinde çalıştırmaya devam eden işçi yönetimi o zamana kadar bilinçli bir düzensizlik içinde sürdürülen kömür satışlarını düzenli bir kayıt sistemine bağlar. Kömür satışlarından elde edilen gelirleri üretimin sürekliliği esasına göre taksim eden yönetim, kazancın bir bölümünü işletme masraflarına ve borçlara ayırırken geri kalan paraları işçilere kardeşçe bölüştürür.
İşçi iktidarındaki işletme çok kısa süre içinde ekonomik bir başarı elde eder. Daha önce 250-300 ton olan üretim işçi yönetimi altında 410-450 tona, günlük satış 8 bin liradan 40 bin liraya kadar çıkar.
İşçi iktidarı borçlarını uzun süre ödemeyen devlet işletmeleri ve özel işletmelere kömür satışını durdurur ve onun yerine yakacak sıkıntısı yaşayan köy okullarına kömür gönderir. İşçiler 34 günlük iktidarları süresince hem ekonomik hem de yönetsel anlamda başarılı olur.
Orta Anadolu’da yaşanan bu ihtilalci girişim elbette Ankara’nın dikkatini çeker ve bizzat Süleyman Demirel’in talimatıyla işçi yönetimine müdahale edilir.
Eylemi sona erdirmek için Ankara’dan bir jandarma birliği sevk edilir. Çorum’daki jandarma birliği özellikle kullanılmaz. Operasyonun başındaki komutan işçilere Çorum Valiliği’nin yazılı emrini okuyarak yazıda adları geçen 7 işçi, 3 sendikacı ve 1 memurun işlerine son verildiğini ve işletmeye el konulduğunu bildirir. Bu kararı protesto eden işçiler 2 gün boyunca ocaklara inmezler.
Eylemin sona ermesinin ardından imzalanan toplu sözleşmede işlerine son verilen işçiler yeniden işe alınırlar. İşçi iktidarı, kısmı kazanımlarla 16 Temmuz 1969 günü sona erer.
Alpagut Olayı sadece ülkemiz için değil uluslararası planda işçi sınıfı mücadelesi açısından da önemli bir deneyimdir. Yakın tarihimizin bu ve buna benzer direnişlerini daha görünür kılmak, bunlardan dersler çıkarmak günümüz sosyalistlerinin elzem görevlerinden biri olmalıdır.
Üretenlerin yönettiği bir dünya umuduyla.