
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan ve yakın zamanda meclise sunulması beklenen 30 maddelik 11. Yargı Paketi taslağı, LGBTİ+’lara yönelik açık bir saldırı niteliği taşımaktadır.
Bu yasa tasarısı taslağında, LGBTİ+’ların kimliği ve var olma haklarını savunmaları hapis cezasıyla cezalandırılacağı ve cinsiyet değişim sürecinin ağır biçimde zorlaştırılacağı yer almaktadır. 30 madde arasından 3 maddenin doğrudan LGBTİ+’larla ilgili olduğu bilinmekte; bu maddeler dışında insanlık onuruna aykırı insan hakkı ihlalleri yaratacak başka maddeler de bulunmaktadır. Burada medeni ve ceza hukuki kapsamında LGBTİ+’ları ilgilendiren maddelerin meclisten geçmesi halinde nelerin değişeceğini kısaca anlatıyoruz.
MEDENİ KANUN’DA NELER DEĞİŞECEK?
Kanun teklifi taslağının 7. ve 8. Maddeleri; trans şemsiyesi altındaki gençler başta olmak üzere cinsiyet uyum sürecini zorlaştıran, sağlığa ve hormona erişimi imkansız hale getirmeyi hedefleyen ve özel hayata keyfi müdahaleleri içeren düzenlemeler içermektedir.
- Taslakta öne çıkan düzenlemelerden ilki olarak cinsiyet uyum süreci için gereken yaş sınırı, hiçbir gerekçe sunulmayarak 18’den 25’e çıkarılacak.
- Cinsiyet uyum ameliyatı için, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı biçimde, kişinin “üreme yeteneğinden yoksun olması” şartı getirilmektedir.
- Cinsiyet uyum süreciyle ilgili raporların yalnızca Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hastanelerden alınabilmesi mümkün kılınacaktır. Bu durum, transların sağlık hizmetlerine erişimini sınırlandırmakla birlikte devletin sağlık aygıtlarının translara yönelik keyfi müdahalelerin önünü açmaktadır.
- Transların uyum sürecini zorlaştırma amacıyla sağlık kurulu raporunun üçer aylık periyotlarla, en az dört ayrı değerlendirme sonucunda alınabilmesine izin verilecektir. Bu durum, halihazırda zor olan randevu süreçlerini tıkayarak özneleri güvencesiz ve temel sağlık hizmetlerinden yoksun alternatiflere yönlendirmeye itecektir.
- Başka bir ifadede, “genetik ve/veya hormonal hastalıklar nedeniyle genital organlarında gelişme bozukluğu” olduğu tespit edilen kişilerde yukarıdaki şartlar aranmaksızın zorunlu tıbbi müdahaleler yapılabileceği yer almaktadır. Bu maddelerin gerekçelerinde, “Kişilere cinsiyet değiştirme imkanı tanınmış ise de bu durum, kişilerin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hak olmayıp, cinsiyet değişikliğine dair zorunluluğun bilimsel olarak ortaya konulması gerekmektedir” ifadesi yer alsa da yukarıdaki maddelerde anlatıldığı üzere fiiliyatta “bilimsel” erişim yolları da keyfi bir şekilde zorlaştırılmaktadır.
CEZA KANUNU’NDA NELER DEĞİŞECEK?
Kanun teklifinin 8. ve 9. maddelerine göre, Türk Ceza Kanunu (TCK)’nun “hayasızca hareketler” başlığındaki 225. maddesinde hiçbir hukuki dayanağı olmayan değişiklikler yapılmaktadır. Bu değişiklikler; LGBTİ+’ların kamusal alandaki varlığını ve hak savunuculuğunu suç saymakta, hapis cezası almasının önünü açmaktadır.
- Bu maddeye göre, “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışları teşvik eden, öven veya özendiren kişilere” 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Somut olarak kanıtlanması son derece güç olan bu durum; sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini ve hukuki varlığını engelleyecek, toplumsal cinsiyet normlarına uygun davranmayan veya uygun davranmadığı düşünülen herkesin hapis istemiyle yargılanmasını sağlayacaktır.
- Aynı cinsiyetten bireylerin sembolik bir evlilik töreni düzenlemeleri halinde bireyler, 1 yıl 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacaklar.
- Mahkeme kararı olmaksızın herhangi bir şekilde hormon veya ilaç kullanımına veya estetik operasyona erişim sağlayan translara, 1 ila 3 yıl arasında hapis cezası verilecektir. Bu şekilde, translar doğrudan cinsiyet kimliği sebebiyle cezalandırılmış olacaktır.
- Yine mahkeme izni almadan cinsiyet uyum sürecine yönelik tıbbi müdahalede bulunan sağlık personeline, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 1000 günden 10 bin güne kadar para cezası verilecektir. Bu durumda, yüksek hapis ve para cezaları tehtidiyle, sağlık personelleri bu alanda çalışmaktan ve güncel gelişmeleri takip etmekten kaçınacaklardır.
- 225’inci maddeye ayrıca “Aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapmaları halinde bu kişilere, bir yıl altı aydan dört yıla kadar hapis cezası verilir” suçu da eklenecek, bu şekilde LGBTİ+ karakterlere yer veren içerikler Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından cezalandırılabilecektir.
Sosyalist Lubunyalar olarak, 11. Yargı Paketi taslağının bir nefret suçu olduğunu ilan ediyoruz. LGBTİ+’ları yaşamdan soyutlamaya, barınma, sağlık ve çalışma haklarını doğrudan hedef almayı amaçlayan ataerkinin bir ürünü olan bu taslağı kabul etmiyoruz.
Bu taslağı kabul edecek olanlar, ataerkil toplum yapısını koruyarak LGBTİ+ kimliklerimizi insanlık dışı yöntemler ile sindirmeye, bizleri kriminalize etmeye çalışıyor. Varoluşlarımızın karşısında duran bu yasa teklifi; yaşam hakkımıza, kimliklerimize ve hali hazırda çok kısıtlı olan anayasal güvencelerimize yönelik faşist ve fobik bir saldırıdır.
BU NEFRET PAKETİNİ TANIMIYORUZ!
Sosyalist Lubunyalar – SOLDEP LGBTİ+

