Home / Genel / Yaşasın Sosyalizm – Muammer Kızılgöz

Yaşasın Sosyalizm – Muammer Kızılgöz

Yaşadığımız toprakların tüm sorunları, toplumun tüm bireylerini etkileyen sosyo-ekonomik etkilere yol açmaktadır. Bu sorunlar, insanları sınıflara ayırmakta ve insanlar arasındaki eşitsizliği derinleştirmektedir. Örnek vermek gerekirse, kişiler gelecekle ilgili hayallerini sınıfsal bir perspektiften kurar. Bir öğretmen, kendi gelirine yakın birisiyle evlenmek isterken, bir hemşire ya da bir memur, işsiz biriyle evlenmeyi düşünmez. Çünkü, içinde bulunduğumuz sistemde hayatta kalma mücadelesi, insanların temel önceliği olmuştur.

Yaşamak gibi kutsal hakkımız elimizden alınmış durumda. O kadar yozlaştık ve duyarsızlaştık ki, hayat kurtarması gereken kurumlar, örneğin Kızılay, kan ve çadır satma durumuna gelmiştir. Kızılay’a yapılan milyonlarca euro ve TL, akıbeti belirsiz bir şekilde kaybolmuşken, insanlar hayat kurtarmak için bağışladıkları kanlarını özel hastanelere yüksek meblağlarla satılmakta ve böylece bazı kişi ve grupların servetleri büyütülmektedir. Bu aşağılık durum kimse tarafından sorgulanamaz, çünkü sorguladığınızda karşılaştığınız ceza zindandır.

Faşizm, artık iliklerimize kadar hissettiğimiz bir olgu haline gelmiştir. Türk hükümeti, dış politikada ne kadar bataklığa saplanmışsa, tüm hıncını halka yansıtarak çıkarıyor. Emekçilerin sırtına yüklenen vergilerle, sermaye sınıfının vergileri affedilmektedir. Tarih, bu düzeni yargılayacak ve umarım tüm bu düzenin destekçileri bir gün utanacaktır.

Dünyada hiçbir toplum yoktur ki, asgari ücretle çalışan bir bireyin maaşı, evinin kirasıyla aynı olmasın. Aynı şekilde, hiçbir ülkede, bu durumu eleştiren insanlar “terörist” ya da “hain” olarak damgalanmaz. Ancak bizim ülkemizde bu durum geçerlidir.

Değerli yoldaşlar, yazmakla bitmeyecek olan akıl almaz durumlardan birkaçını örnek verelim: Sivas katili, cihatçı bir katil, serbest bırakılabilirken, yüzlerce insanın hakkını arayan demokratik haklarını kullanan öğrenciler tutuklanmaktadır. Aynı tarihte ve bu ülkede besin yetersizliği nedeniyle çocuklar hayatını kaybetmektedir. Cemaatlerdeki çocukların akıbeti belli değildir. İşsizlikten intiharlar artmış, aile içi şiddet oranları son 10 yılda %1500 oranında yükselmiştir.

Artık yeter! Bizler, saraylarda bir ailenin rahat yaşaması ve 15 milyon yandaşının lüks içinde yaşaması için kendi hayatımızdan ödün vermek istemiyoruz. Bizler, saatlerce düşük ücretle çalıştırılan işçiler, yok edilmek istenen köylü emekçileriyiz. Yaşamak, bizim hakkımızdır.

Yaşasın sosyalizm! İnsan onuruna yakışan bir yaşam için mücadele ediyoruz. Unutmayalım ki, en karanlık anlar, en fazla ışığa ihtiyaç duyduğumuz anlardır.

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir