
“bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı.
güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı.
hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı.
gittiler akşam olmadan ortalık karardı…”
(Atilla İlhan’ın Deniz, Yusuf ve Hüseyin için yazdığı Mahur Beste şiirinden.)
Deniz, Yusuf ve Hüseyin’i sadece bir “isyan dönemi”nin romantik devrimcileri olarak anmak günümüzün politik atmosferine fazlaca uygun olabilir. Ancak unutmamak gerekir ki; kısa yaşamlarının derinliği içinde kendi sağından medet uman “sosyalist” anlayışa karşı net, ilkesel ve yıkıcı bir itiraz vardır.
Bu, hazır reçetelere değil; devrime, halklara, özgürleşmeye inanan bir itirazdır.
Düzenin sınırları içinde muhalefetçilik oynayanlara, sivil ve asker bürokrasiden çözüm bekleyenlere, sistemi “biraz daha adil” hale getirmeyi devrim sananlara karşı yükselen bir itirazdır!
Kendi fikirlerine, ideallerine, örgütlü halkın gücüne ve kendi özgücüne inanan bir “sosyalist itirazdır”.
Bu öyle bir itirazdır ki, köklerine cansuyunu; gencecik, pırıl pırıl, fedakar ve cüretkâr gençlerin su gibi yaşanmış ömürlerinden almıştır.
Birbirinin gözüne bakarak, direnerek, omuz omuza yürünmüş bir yolun mirasıdır bu.
Bu “sosyalist itiraz”; her dönemin ‘makbul muhalefetini’, devletin uygun gördüğü solculuk tipini, kurulu düzenin sınırlarını aşamayan eleştirilerini, elinin tersiyle iter.
O, konjonktürel “kazanımlar”la değil; halkların kaderini değiştirme iddiasıyla konuşur.
Ve bu yüzden, değeri hiçbir resmi törenle, hiçbir liberal alkışla, hiçbir nostaljisiyle ölçülemez.
Unutmayalım:
Deniz’ler yalnızca idam sehpasında değil, kendi sağından medet uman sosyalizm karşısında da dimdik durmuşlardır.
Yusuf’lar yalnızca iktidara değil, ‘cumhuriyetin kazanımlarını koruma’ derdinden sosyalizmin kazandıracaklarını unutan zihniyete karşı da başkaldırmışlardır.
Hüseyin’ler yalnızca geleceği düşlememiş onu kurmak için harekete geçmişlerdir.
Belki formel olarak ‘yenilmişlerdir’ ama kaybetmemişlerdir!
Ve onlar her itiraz gibi yankılanmaya devam ediyorlar. Çünkü bazı itirazlar vardır, sadece söz değil, tarihtirler!
Kendi sağından medet uman sosyalist çizgiye karşı, kendi özgücüne ve ideallerine yaslanan ihtilalci sosyalistlerin, ‘71 başkaldırısının izinden yürüyelim…